Dr. Meltem Hınçal

            Akupunkturun en yaygın uygulama alanı kas-iskelet ağrıları, nöraljiler ve kanser ağrısı gibi genellikle kronik ağrılı durumlardır. Hastalar sıklıkla eklem ağrıları, psikojenik semptomlar, baş ağrısı, bel ağrısı, uyku problemleri, kilo problemleri, halsizlik şikayetleri nedeniyle akupunktur tedavisine başvursalar da yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, tiroid ve mide barsak rahatsızlıklarından nörolojik, psikolojik , immün, allerjik hastalıklar ve kan hastalıklarına kadar tüm sistem hastalıkları akupunkturun tedavi alanına girmektedir.

​

            Akupunktur tedavisi sonucunda ağrıların şiddetinde azalma veya ağrının geçmesi ile ağrı ve nedenlerine yönelik fonksiyon kayıpları ve bozukluklarında düzelme meydana gelerek yaşam kalitesi artmaktadır.

 

            Akupunktur uygulamaları sonunda kişinin esas şikayetlerinin düzelmesi dışında, bir tedavi arayışında olmadığı şikayetlerinin de beklenmedik bir şekilde düzelmesi söz konusudur. Bu, doğu tıbbının bütüncül yaklaşımının bir sonucudur.

 

            Akupunktur iç organlarımızın fonksiyonlarını ve hormonal sistemin çalışmasını  düzenleyerek organ fonksiyon bozukluğuyla ortaya çıkan hastalıkların tedavisinde kullanılır, kişinin  strese karşı dayanıklılığını arttırır, hastalıklara karşı direnç mekanizmalarını güçlendirir ve allerjik reaksiyonların  kısa sürede iyileşmesini sağlar, nörotropik maddeler üzerine etkilidir, beynin temporal ve frontal lop aktivitelerini artırarak  bellek ve öğrenme üzerinde olumlu etkiler sağlar, serebral korteks ve hipokampüs bölgelerinde dopamin artışına neden olur ve beyin atrofisini azaltır,  limbik sistemi regüle eder,  sedatif etki oluşturur, hastanın kendini daha sakin ve huzurlu hissetmesini sağlar, endorfin denen ve insan beyninin belli bölgelerinde salgılanan morfin benzeri ağrı kesicilerin salgılanmasını sağlayarak akut ve kronik ağrılarda etki gösterir, kas gevşetici etkisi ile özellikle boyun, sırt ve bel kaslarındaki gerginlik ve tutulmalarının kronikleşmeden rahatlamasını sağlar, açlık duygusunu regüle eder ve biyolojik saati dengelemede yardımcı olarak obezite tedavisinde yer alır, abstinans (yoksunluk) sendromunda tedavi sağlayarak hastaların sigara, alkol, ilaç ve yeme bağımlılığından kurtulmalarını sağlar.

​

​

​